Onaylı randevu sisteminin artılarını ve eksilerini beraber göreceğiz!

Bir türlü alınamayan ya da birkaç ay sonrasına ancak alınabilen randevular sağlık alanın en önemli ve güncel sorunlarının başında geliyor. Sağlık Bakanlığı, randevu konusunda hastaların daha fazla mağdur olmaması için onaylı randevu sistemini başlattı. Onaylı randevu sisteminde değerlendirmelerde bulunan SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken “Onaylı randevu sistemi hayatımıza girdi. Artık randevu alanlar, bir gün önce akşam saat 20.00'ye kadar, randevusunu onaylamak zorunda. Randevusunu onayladığı halde gitmeyen kişilerin, aynı branş için 15 gün boyunca yeni randevu alması kısıtlanacak” dedi.   SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken   Boş kalan kapasite hizmet bekleyen hastalar için kullanılacak Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) "Onaylı Randevu" dönemi 13 Mayıs Pazartesi günü itibarıyla başladığını ifade eden Akarken, “Onaylı Randevu Sistemi, randevuların iptal edilmesinin ardından boş kalan kapasitenin hizmet bekleyen hastalar için kullanılmasını sağlayacak. Randevu tarihinden bir gün önce, akşam saat 20.00'ye kadar kişilerin randevusuna onay vermesi veya gelemeyeceğini bildirmesi gerekecek. Onay, "mhrs.gov.tr" internet sitesi, mobil uygulama ve ALO 182 çağrı merkezi olmak üzere tüm kanallar üzerinden verilebilecek. Randevu tarihinden bir gün önce saat 20.00'ye kadar "mhrs.gov.tr" internet sitesi, mobil uygulama ve ALO 182 çağrı merkezi aracılığıyla iptal işlemleri gerçekleştirilebilecek. Son onay saatine kadar randevusunu onaylamayan kişilerin randevusu sistem tarafından iptal edilecek” dedi.   Hastalarla hekimler karşı karşıya mı gelecek? SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken şu bilgilendirmelerde bulundu: “Randevusunu onayladığı halde gitmeyen kişilerin, aynı branş için 15 gün boyunca yeni randevu alması kısıtlanacak. Fakat bu kişiler bakanlığa bağlı sağlık kuruluşlarından randevusuz hizmet alabilecek. İşte bu büyük sıkıntı 'madem randevusuz bakılıyor ne diye uğraştırıyorsunuz bizi onayla filan?' denilecek ve buradan hekimlerin hastaları mağdur ettiği gibi bir durum anlaşılıyor olacak. Hastalarla hekimleri karşı karşıya getirerek mi MHRS sorununu çözmeyi düşünüldü acaba diyoruz. Üzerinde herhangi bir işlem yapılmayan randevular, bir gün önce saat 20.00'de otomatik olarak iptal edilecek. Bu durumda kişi tekrar randevu alabilecek ya da sağlık tesislerinden randevusuz hizmet alabilecek. Üç gün ve daha sonrası için alınan tüm randevularda onay zorunluluğu olacak, ancak muayene tarihinden önceki iki gün içerisinde alınan randevular, otomatik olarak onaylanmış sayılacak. Örneğin 24 Mayıs tarihi için 22 veya 23 Mayıs'ta alınan bir randevu, otomatik olarak onaylanmış kabul edilecek.   65 yaş üstü hastalar ve kanser hastaları muaf Onaylı randevu sistemindeki bu uygulamadan 65 yaş üstü hastalar ve kanser hastaları muaf tutulacak. Bu gruptaki hastalar, her zaman randevu alabilecek. Randevu, kişi tarafından ya da otomatik olarak onaylanmış olsa da 23 Mayıs 20.00'ye kadar iptal edilebilecek. Bu saate kadar onaylı randevusunu iptal etmeyen ve randevusuna gitmeyen kişilerin, aynı branş için 15 gün boyunca yeni randevu alması kısıtlanacak. Fakat kişiler sağlık tesislerinden randevusuz hizmet alabilecek. Randevusuz kelimesi açılmalı, belirtilmez ise aciller dolabilir. Randevuları onaylanmadığı için otomatik iptal edilen kişiler, tekrar randevu alabilecek. Herhangi bir kısıtlama uygulanmayacak. Saat 20.00 itibarıyla otomatik olarak iptal edilerek boşalan randevular, öncelikli olarak talepte bulunan kişilere verilecek. Randevu sistemi için adımlar atılmıştır. Lakin randevusuz bakılacak kelimesi çok konuya gebe bu randevusuz kelimesi açılmalı. Mantıken eğer randevusuz (ki bu mümkün değil) muayene olabiyorsam ne diye randevu ile uğraşayım diyecek vatandaş hem uzun vade tahlil ve görüntü randevusu veriyorsun hem de sonuç için randevu dahi alamıyoruz olacak, bu da bir çelişkidir. Randevu sisteminde düzenleme yapılırken personel yetersizliği, mobbing, bedenen ruhen yıpranan personel göz önünde bulunduruldu mu gelecek günlerde göreceğiz. 2022 verilerine göre İntihar eden 39 hekimden 16’sı (%41) cerrahi tıp branş hekimi, 11’i (%28,2) aile sağlığı merkezinde ya da hastanelerde pratisyen hekim, 11’i (%28,2) dahili tıp branş hekimi, 1’i (%2,6) temel tıp branş hekimi olarak görev yapmaktaydı. Bakanlık bunları da göz ardı etmesin… Başta hekim olmak üzere sağlık kurum çalışanlarının intiharlarının önlenmesi için ivedilikle bir komisyon kurmalı ve tedbir alınmalıdır. Bu randevu sistemi hekimler ve sağlık kurum çalışanları ile işleyecektir.”