Baş: Seferberlik yetkisi şahsi ihtiras için kullanılırsa felaket olur

Dünya 24.05.2024 - 12:04, Güncelleme: 24.05.2024 - 12:04
 

Baş: Seferberlik yetkisi şahsi ihtiras için kullanılırsa felaket olur

BTP lideri Hüseyin Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seferberlik ve savaş ilanı yetkisini bakanlar kurulundan alarak kendisine vermesini değerlendirdi.

Kişisel Youtube kanalında değerlendirme yapan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın açıklamaları şöyle; “Seferberlik hali ilanı zaten var olan bir şey, yeni çıkmış bir şey değil ama yönetmelikte bir değişiklik yapıldı. Bu konunun manşeti bence ‘Cumhurbaşkanı, seferberlik hali ilan etmeye yetkisini Cumhurbaşkanı’na verdi’ olabilir. Daha öncesinde Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu'nun yetkisiyle yani onların onayıyla birlikte seferberlik hali ilan edilebilirken şimdi sadece Cumhurbaşkanı'nın ilan etmesi yeterli hale getirildi.   “Erdoğan Türkiye’yi şahsi çıkarlarına göre yönetti” Bunu konjonktürel olarak, coğrafi olarak değerlendirdiğimizde, bütün dünyaya baktığımızda dünyanın başka bir yere gittiğini ve belki de bunu istemeyiz ama dünyada belli odakların savaş istediğine ilişkin kokular burnumuza geliyor. Dolayısıyla Türkiye de buna ilişkin bir hamle yapmış olabilir. Bu işin diğer bir boyutu da 20 yıllık bir tecrübemiz var. Yani Erdoğan Türkiye’yi nasıl yönetti diye baktığımız zaman, Erdoğan Türkiye’yi ülkenin çıkarlarına göre değil de şahsi çıkarlarına göre yönettiğinden dolayı burada da kötü kokular gelebiliyor.   “Siyasi erklerin güç çekişmesi var” Süreç şuna da benzemiyor değil; 15 Temmuz öncesinde dershane kapatıldı, MİT davası oldu, işte bilmem şu oldu bu oldu gibi hareketli bir süreç varken son 15- 20 gündür, özellikle de seçimden sonra Türkiye'de de Sinan Ateş davası, Ayhan Bora Kaplan davası, Yargıtay seçimleri vesaire gibi konjonktürü etkileyecek birçok olay yaşandı. İç siyasette bir şey var, her ne kadar vatandaş buna çok ilgi göstermese de, siyasi erklerin güç paylaşımı açısından bayağı bir çekişme içinde olduğu çok aşikar. Dolayısıyla tam bu ortamda bir de böyle bir kararın yeniden yayımlanmış olması da enteresan karşılanıyor. Tabii bunu süreç gösterecek şimdiden bir şey söylemek hem uygun olmaz.   “Dünya savaşa sürükleniyor” Dünya konjonktürüne baktığımız zaman dünyanın ben birçok alanda savaşa doğru sürüklenme ihtimalini güçlü görüyorum. Bunu birçok insan da görüyor ama okumalar farklı olabiliyor. İsrail - Filistin olayları da başka bir hal almaya başladı. İspanya, Norveç ve İrlanda Filistin'i tanıma kararı aldılar. Bu kararın üzerine İsrail de Filistin'e yaptırımlar uygulama kararları aldı. Bu da enteresan bir refleks… Yani bir Avrupa ülkesi Filistin'i tanıyacağım dediğinde olan yine Filistin’e olmuş oluyor. İsrail öyle gaddar bir yaklaşımda bulunuyor ki; ‘her tanıyan ülkeden dolayı Filistin'de bir yerleşim yerini İsrail'e devredeceğim’ diyor. Şimdi ’Gazze'de olay var’ diyoruz medyada çok yer almıyor ama Batı Şeria'da da ciddi olaylar artmaya başladı. Batı Şeria abluka altına alınmaya başladı. İran Cumhurbaşkanı'nın rahmetli olması enteresan bir olay, bu da çok şeye gebe. Bir taraftan Rusya - Ukrayna cephesinde gerilim devam ediyor çünkü Avrupa'yı çok yakından ilgilendiren bir durum.   “Küresel çeteler savaş istiyor” Bölgede bir karmaşa var ve bu karmaşa bölge halklarının, bölgedeki ülkelerin birbiri arasındaki problemden çok aslında bir küresel çetenin bölge üzerinde hesaplaşmasından kaynaklanıyor. Bunu niye söylüyorum; bölgedeki insanların arasındaki bir kavgadan savaş çıkmıyor da bu bölge dışındaki bazı güçlerin hesaplaşmalarından dolayı bölgenin insanları kavga ettiriliyor. Biz buna ‘vekalet savaşları’ diyoruz. Şimdi bu vekalet savaşları asalete dönebiliyor böyle bir beklenti de var dünyada.   “Ülkenin bekası için kullanılacaksa, bundan hiç kimse endişe etmez” Bu seferberlik hali ilanını bu noktada değerlendirdiğiniz zaman, Türkiye'ye ilişkin de her türlü şeyin olabileceğini biz zaten bekliyoruz.  Buna hazırlıklı olmak hükümet adına, devlet adına bence de gerekli ama asıl soru bunun nasıl kullanılacağı. Bunu zaman gösterecek, umarım bu art niyetli ve kişisel ihtiraslara yönelik olarak kullanılan bir şey olmaz. Ülkenin bekası için kullanılacaksa, bundan hiç kimse endişe etmez, burada bir problem yok. Nitekim biz bundan 100 yıl önce seferberlik halinde olan bir ülkeydik. Bundan nasıl rahatsız olmadıysak yine rahatsız olamayız bu başka bir konu ama bu şahsi ihtiraslar için kullanılırsa ülkenin de felaketi olur.”      
BTP lideri Hüseyin Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seferberlik ve savaş ilanı yetkisini bakanlar kurulundan alarak kendisine vermesini değerlendirdi.

Kişisel Youtube kanalında değerlendirme yapan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın açıklamaları şöyle;

Seferberlik hali ilanı zaten var olan bir şey, yeni çıkmış bir şey değil ama yönetmelikte bir değişiklik yapıldı. Bu konunun manşeti bence ‘Cumhurbaşkanı, seferberlik hali ilan etmeye yetkisini Cumhurbaşkanı’na verdi’ olabilir. Daha öncesinde Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu'nun yetkisiyle yani onların onayıyla birlikte seferberlik hali ilan edilebilirken şimdi sadece Cumhurbaşkanı'nın ilan etmesi yeterli hale getirildi.

 

Erdoğan Türkiye’yi şahsi çıkarlarına göre yönetti”

Bunu konjonktürel olarak, coğrafi olarak değerlendirdiğimizde, bütün dünyaya baktığımızda dünyanın başka bir yere gittiğini ve belki de bunu istemeyiz ama dünyada belli odakların savaş istediğine ilişkin kokular burnumuza geliyor. Dolayısıyla Türkiye de buna ilişkin bir hamle yapmış olabilir. Bu işin diğer bir boyutu da 20 yıllık bir tecrübemiz var. Yani Erdoğan Türkiye’yi nasıl yönetti diye baktığımız zaman, Erdoğan Türkiye’yi ülkenin çıkarlarına göre değil de şahsi çıkarlarına göre yönettiğinden dolayı burada da kötü kokular gelebiliyor.

 

“Siyasi erklerin güç çekişmesi var”

Süreç şuna da benzemiyor değil; 15 Temmuz öncesinde dershane kapatıldı, MİT davası oldu, işte bilmem şu oldu bu oldu gibi hareketli bir süreç varken son 15- 20 gündür, özellikle de seçimden sonra Türkiye'de de Sinan Ateş davası, Ayhan Bora Kaplan davası, Yargıtay seçimleri vesaire gibi konjonktürü etkileyecek birçok olay yaşandı. İç siyasette bir şey var, her ne kadar vatandaş buna çok ilgi göstermese de, siyasi erklerin güç paylaşımı açısından bayağı bir çekişme içinde olduğu çok aşikar. Dolayısıyla tam bu ortamda bir de böyle bir kararın yeniden yayımlanmış olması da enteresan karşılanıyor. Tabii bunu süreç gösterecek şimdiden bir şey söylemek hem uygun olmaz.

 

“Dünya savaşa sürükleniyor”

Dünya konjonktürüne baktığımız zaman dünyanın ben birçok alanda savaşa doğru sürüklenme ihtimalini güçlü görüyorum. Bunu birçok insan da görüyor ama okumalar farklı olabiliyor. İsrail - Filistin olayları da başka bir hal almaya başladı. İspanya, Norveç ve İrlanda Filistin'i tanıma kararı aldılar. Bu kararın üzerine İsrail de Filistin'e yaptırımlar uygulama kararları aldı. Bu da enteresan bir refleks… Yani bir Avrupa ülkesi Filistin'i tanıyacağım dediğinde olan yine Filistin’e olmuş oluyor. İsrail öyle gaddar bir yaklaşımda bulunuyor ki; ‘her tanıyan ülkeden dolayı Filistin'de bir yerleşim yerini İsrail'e devredeceğim’ diyor. Şimdi ’Gazze'de olay var’ diyoruz medyada çok yer almıyor ama Batı Şeria'da da ciddi olaylar artmaya başladı. Batı Şeria abluka altına alınmaya başladı. İran Cumhurbaşkanı'nın rahmetli olması enteresan bir olay, bu da çok şeye gebe. Bir taraftan Rusya - Ukrayna cephesinde gerilim devam ediyor çünkü Avrupa'yı çok yakından ilgilendiren bir durum.

 

“Küresel çeteler savaş istiyor”

Bölgede bir karmaşa var ve bu karmaşa bölge halklarının, bölgedeki ülkelerin birbiri arasındaki problemden çok aslında bir küresel çetenin bölge üzerinde hesaplaşmasından kaynaklanıyor. Bunu niye söylüyorum; bölgedeki insanların arasındaki bir kavgadan savaş çıkmıyor da bu bölge dışındaki bazı güçlerin hesaplaşmalarından dolayı bölgenin insanları kavga ettiriliyor. Biz buna ‘vekalet savaşları’ diyoruz. Şimdi bu vekalet savaşları asalete dönebiliyor böyle bir beklenti de var dünyada.

 

“Ülkenin bekası için kullanılacaksa, bundan hiç kimse endişe etmez”

Bu seferberlik hali ilanını bu noktada değerlendirdiğiniz zaman, Türkiye'ye ilişkin de her türlü şeyin olabileceğini biz zaten bekliyoruz.  Buna hazırlıklı olmak hükümet adına, devlet adına bence de gerekli ama asıl soru bunun nasıl kullanılacağı. Bunu zaman gösterecek, umarım bu art niyetli ve kişisel ihtiraslara yönelik olarak kullanılan bir şey olmaz. Ülkenin bekası için kullanılacaksa, bundan hiç kimse endişe etmez, burada bir problem yok. Nitekim biz bundan 100 yıl önce seferberlik halinde olan bir ülkeydik. Bundan nasıl rahatsız olmadıysak yine rahatsız olamayız bu başka bir konu ama bu şahsi ihtiraslar için kullanılırsa ülkenin de felaketi olur.”

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve martigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.