Artık bu saatten sonra, yaşam ve geçim pahalılığının ucuzlamasını beklemek, çöllerde görülen serap gibidir. Uzaktan görsende, yaklaşıp yakından görünce serap olduğunu anlarsın ya, işte öyle bir şeydir, hayat.
Artık ne kiralar ucuzlar ne de ev alım fiyatları. Ne arabaların fiyatları düşer ne de ev fiyatları. Patlıcan, domates, soğan fiyatlarının düşmesi de beklemek hayaldir hayal. serap görmek gibidir.
Bırakın artık yaşam şartlarının ucuzlamasını, git gide yaşam alımların daha da zorlaşacağına kendinizi bu günden hazırlamalısınız. Çalışan, emekli, işçiye, memura verecekleri YILLIK zamların da yarısı serap olacağı bir gercektir. İnanın kulaklar duysa da cepler görmeyecektir yapılan zamları.
Tabii ki önemli bir hususuda atlamamak gerekir, maaşlara zam gelecek diye daha zamlı maaşı almadan, piyasalar zamlı fiyat ayarlamalarını bu günden yaptılar bile.
Kiracı ile ev sahibini, vatandaş ile pazarcıyı, köprü geçişleri ile halkı, müfredat ile öğretmenleri karşı karşıya bırakmak kime yarar sağlayacaktır sorarım.
Zannetmeyin ki sadece alım gücü düşecek, unutmamak lazım ki birde zam üstüne zamlar gelecek, vatandaş çifte değil, sekiz kere sekiz kavrulmuşa dönecek. Bir taraftan alım gücünün azalması bir taraftan uçu sivriltilmiş ok misali zam furyası ile dans edip döndükçe başı dönecek. Ayakta kalabilenler ise nefes alabilecek ancak.
Temel, çok fena üşütmüş, hastalanmıştı. Arkadaşları doktora götürdüler. Doktor Temeli güzel bir muayene ettikten sonra, bi dakika diyerek, onu hastahaneye getiren arkadaşı dışarıya çağırır.
Belli ki Temel duymasın diye arkadaşını bilgilendirmek istiyordu. Bir iki dakika sonra reçete yazmak içim odaya girince, Temelin giyinip ayakkabısını bağlamak üzere olduğunu görür.
Doktor bey, kaç metre kefen yazıyorsunuz, kefene zam geldi de.
Kefene bile yüzde 700 zam gelmiş günümüzde, çıplak geldik dünyaya çıplak gideceğiz herhalde.
Kim bilir belkide iyi yaşamlarımızdır bu günler.