Meral Akşener: "Kirli pazarlıklara direnerek geldik"

Altılı Masa'yı oluşturan liderler dün Cumhurbaşkanı adayı gündemiyle ilk kez bir araya geldi. Saadet Partisi'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantı yaklaşık 6 saat sürdü. Sona eren toplantı sonrası yapılan açıklamada “Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin genel başkanları olarak 28. Dönem TBMM ve 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak Cumhurbaşkanı adayımız ve geçiş süreci yol haritası konusunda ortak bir anlayışa ulaşmış bulunuyoruz. Genel başkanların partilerinin yetkili kurullarını bilgilendirmeleri sonrası nihai açıklamayı 6 Mart 2023 tarihinde kamuoyu ile paylaşmak üzere Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde tekrar bir araya geleceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” denildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Altılı Masa’nın dünkü toplantısıyla ilgili Genel İdare Kurulu (GİK) üyelerini bilgilendirdi ve değerlendirmelerini aldı.

Toplantının ardından Meral Akşener’in parti genel merkezinde İYİ Parti’nin Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili kararını açıklamak için kameraların karşısına geçti.

 

KİŞİSEL İKBAL HESAPLARI…

İYİ Parti Lideri Akşener şunları söyledi:

En sonda söyleyeceklerimizi başta söyleyim; İYİ Parti bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölüm ile sıtma arasında tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyasetin hınk diyicisi olmayacaktır. Ben ve arkadaşlarım ilk günden beri aynı kararlılıkla duruyoruz. Nasıl 2002 yılında milletin aleyhine plan yapanların karşısında durduysak bugün de duruyoruz. Nasıl 2010’da durduk, bugün de aynı yerde duruyoruz.

 

AYNI YERDE DİMDİK DURUYORUZ

Nasıl 2015’te milletin canına kıyanların karşısında durduk, bugün de duruyoruz. Nasıl 2018’de milletimizi iki yumruk arasına alanların karşısında durduk bugün de aynı yer de duruyoruz. Nasıl 2020’de milletin tercihlerini hiçe sayanların karşısında durduk, bugün de ayın yerde dimdik duruyoruz.

 

KİRLİ PAZARLIKLARA DİRENEREK GELDİK

2023 yılında milletimiz Cumhuriyetimizin yıpratılan değerleri için, demokrasimiz için, hürriyetimiz için mücadele verriken ‘ceketimi assam seçilirim’ diyenlerin karşısındayız. Bizim yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı. Biz milletimize bir söz verdik. Milletin sesini bastıran değil, duyuran olacağımıza söz verdik. Milletin taleplerini hiçe sayan değil, gerçekleştiren olacağımıza söz verdik. Bu bizim kurtuluş felsefemizdir. Bu bizim temel ilkemizdir. Bu İYİ Parti’nin varoluş sebebidir. Biz dayatmalara direnerek geldik, biz kirli pazarlıklara direnerek geldik.

 

İKİ İSİM ÖNERDİK

Dün gerçekleşen toplantıda ortak cumhurbaşkanının adayın kim olacağını tartıştık. Dün 5 siyasi parti ortak aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını söylediler. “Biz de İYİ Parti olarak; 3 yılı aşkın bir süredir; sokaklarda, dükkânlarda ve meydanlarda, sıklıkla duyduğumuz; milletimizin, yoğun bir teveccüh gösterdiğine, hemen her yerde, şahit olduğumuz; Ve yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında da, uzun süredir; Sayın Erdoğan'a karşı, açık ara kazandığını gördüğümüz, iki ismin, adaylığı konusunda, görüşümüzü beyan ettik.

Bu iki isim; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Ekrem İmamoğlu'ydu.

 

ÇABAMIZ REDDEDİLDİ

Ayrıca aday belirleme sürecinin, sağlıklı yönetilmesi için; her bir siyasi partinin, ayrı ayrı belirleyeceği, araştırma şirketlerinin, yapacakları çalışmalar ışığında, Ortak Cumhurbaşkanı adayının, veriye dayalı, rasyonel ve objektif bir usul ile belirlenmesini de önerdik. Ancak maalesef ve maalesef; bu görüş ve önerilerimiz, masadaki paydaşlar tarafından, kesin bir biçimde reddedildi. Yani milletimizin haklı beklentilerini, Masa'nın kararlarına, yansıtma çabamız reddedildi. Ve 6'lı masanın, son toplantısında, bir “anlayışa” varıldı. “Bu vesileyle, anlamış olduk ki; şahsi hırslar, Türkiye'ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan, kuyruklu yalanlar; milletin kazandığı, bir büyük hakikate, tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; yenilgi yenilgi büyüyen, küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı, kutlu bir zafere tercih edilmiştir.“ şeklinde konuştu.

 

ALTILI MASA NOTER MASASI OLDU

İYİ Parti'yi biz bunun için kurmadık. Önce ben, Önce İYİ Parti” yerine “Önce millet, Önce memleket” demekten asla vazgeçmedik. Yeri geldi; parti çıkarlarımızı göz ardı edip, milletimiz için fedakârlık ettik. Yeri geldi; şahsi hedeflerimizi kenara itip, milletimiz için feragat ettik. Yeri geldi; siyasi hesapları reddedip, milletimizin için inat ettik. Hakarete uğradık, dişimizi sıktık. İftiraya uğradık, göğüs gerdik. Linç edildik, yıkılmadık. Bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden; Konuştuk, anlattık, dinlettik, gösterdik… Ancak, ne yazık ki, olmadı, olamadı… Üzülerek söylüyorum ki; geldiğimiz son noktada, dün itibariyle, 6'lı masa, artık, millet iradesini, kararlarına yansıtma kabiliyetini, kaybetmiştir. Tüm alternatiflerin kara listeye alınarak tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür. Bu masa artık potansiyel adayların tartışabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıktı. Ne bir kumar masasında, ne de bir noter masasında olmayacağız. 85 milyonun geleceğini, kişilerin tahakkümüne teslim edip, tehlikeye atmayacağız. Cumhuriyetimizin yeni asrını, göz göre göre hiç etmeyeceğiz. Milletimizin kazanma ümidini yok etmeyeceğiz.

 

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A ÇAĞRI

Ülkemizi sadece kriz üreten ucube sisteme teslim etmeyeceğiz. Biz demeye devam edeceğiz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulunmak istiyorum. Siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Tüm iftiralardan alnızın akıyla çıktınız. Ne mutlu size ki; Milletimiz, gayretlerinizi gördü, yanınızda durdu. Milletimiz, samimiyetinizi anladı, başının üstünde taşıdı. Milletimiz, sizleri sevdi, bağrına bastı. Ve bugün de; çok kritik bir kırılmanın eşiğinde, sizi göreve çağırıyor.

 

YA TARİH YAZACAĞIZ

Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de; vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı, tehlike altındayken, Saray hükûmeti, üzerine düşen sorumluluğu, yerine getiremeyip, milletimizi, yokluğa mahkûm ederken; 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de, milletimiz; İstiklalini, yine kendi azim ve kararına bağlamıştır. Size de, ateşten bir gömlek giymeyi, vazife kılmıştır. 100 yıl sonra, bugün de; bu vazife, prangalardan sıyrılıp, milletin sinesine varmayı emretmektedir. Hiç şüphemiz yok ki, bu vazife; reddedilemez bir vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi, millettir! Çünkü bu sözün sahibi, millettir! Ya; ışıl ışıl bir güneşin altında dimdik duracağız; ya da uzayan gölgelerde kaybolacağız! Ya; şanlı bir mücadelede, milyonlarla yürüyeceğiz; ya da trajik bir hikâyede, figüranlık yapacağız! Ez cümle; ya, tarih yazacağız; ya da tarih olacağız!