Septioğlu: “Elazığ’daki TOKİ konutları fay hattının üzerine yapıldı!”
1789 tarihinde Palu merkezli meydana gelen 7 şiddetindeki depremin, Elazığ’da 51 bin kişinin ölümüne sebep olduğunu belirten Yeniden Refah Partisi (YRP) Elazığ Belediye Başkan Adayı Faruk Septioğlu 2010 depreminden sonra gerçekleşen hatalar zincirinin benzer bir faciaya davetiye çıkardığını söyledi.
Fırat Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, özellikle Palu ilçesinin büyük bir risk altında olduğuna dikkati çeken Faruk Septioğlu, 2010 depreminden sonraki yeni yapıların fay hatları üzerine inşa edildiğini açıkladı.
Eski Ak Parti milletvekili ve eski Bayındırlık Bakanlığı bürokratlarından Faruk Septioğlu’nun konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Doğu Anadolu, deprem riski taşıyan bir bölgemizdir. Sismik veriler, bölgenin sanıldığından daha büyük bir deprem tehlikesi altında olduğunu kanıtlamaktadır. Palu’nun en önemli yapısal özelliği Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde bulunmasıdır.
MTA’nın hazırlamış olduğu Doğu Anadolu Fayı Atlası (2008)’nda da belirtildiği gibi inceleme alanını kapsayan Doğu Anadolu Fay Zonu’nun Elazığ’ı kapsayan bölümü, Palu Segmenti olarak adlandırılmıştır.
25.05.1789 tarihinde Palu merkezli meydana gelen 7 şiddetindeki deprem, bölgede 51 bin kişinin ölümüne sebep olmuştur. Harput’un köylerinden Peri’deki büyük bir camide teravih namazı sırasında olan depremde bütün cemaat yıkıntı altında kalarak ölmüştür. Yaklaşık 75 km’lik bir alanı etkileyen depremde, kiliseler de yıkılmıştır.
Bu bilimsel gerçeklere rağmen, 2010 Okçular depreminin ardından Palu ilçe merkezinin yakın batı ve kuzeyinde yeni konut alanları inşa edilmeye başlanmış ve günümüzde bu gelişim Kovancılar ilçesine doğru devam etmektedir. Deprem sebebiyle 5 defa yer değiştiren Palu ilçe merkezi, son olarak 2010 Okçular Depremi sonrasında kuzeybatıdaki aşınım ve dolgu yüzeyi düzlüğüne (Seydili düzü) TOKİ tarafından deprem konutları inşa edilerek yeni bir mahalle oluşturulmuştur.
Bölgedeki yerleşim alanı, plato parçasının gevşek dolguları üzerinde ek bir beton ağırlığına sebep olmaktadır. Bu yapılaşmalar, Palu ilçe merkezi, Kalekent ve Esentepe mahallelerinin özellikle de yamaç üst sınırına yakın bölgelerini tehdit etmekte dolayısıyla önemli bir risk alanı oluşturmaktadır.
Son yıllarda yukarıda bahsi geçen yeni konut alanlarının inşasında yer seçimi ve yamaçların dengesini bozacak uygulamalarının yapılmış olması söz konusu depremselliğin olası tetikleyici riskini daha da artırmaktadır.
Bu yeni yapılaşma alanları tarihten günümüze doğru hep yanlış seçilmiştir. Depremler, heyelanlar, kaya düşmeleri ve taşkınların etkilediği şehir bu nedenlerden dolayı bir çok kez yer değiştirmiştir.
Günümüz Palu ilçe merkezi, kuzeye doğru gelişen yeni yerleşim alanı ile büyümektedir. Yeni yapılaşma alanı olarak belirlenen ve Kovancılar ilçesine doğru gelişim gösteren alanlardan yeni konut alanlarının bir kısmı özellikle de depremselliğin olası etkisi nedeniyle bugün kütle hareketlerinin doğuracağı riskler altındadır.
Göreve geldiğimizde, Palu başta olmak üzere Elazığ’ı depremle yıkılan bir şehir olmaktan çıkaracağız. Bilimsel olarak bu mümkün. Bu bir seçim vaadi değil milli ve manevi bir görevdir.”